|
|
|
HAKARET YOK HAKİKAT VAR:
Büyük yalan mason localarının kapatılması yalanı
Atatürk’ün “mason” olduğuna dair tartışmalarda ya da masonluk konusundaki konularda özellikle alttaki sözleri duyar ya da okursunuz;
“…Mustafa Kemal Paşa, onlara hitaben 'Haydi defolun buradan, cehennem olun gidin, Yahudi uşakları, benim milletim bana kahraman sıfatını verdi, ben sizin gibi bir çıfıt Yahudi'ye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün localarınızı kapatmadığınız taktirde yarın teşkil edeceğim Divanı Harbi Örfiye hepinizi verir astırırım. Haydi defolun karşımdan, diyerek onları kovmuş. Onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İstanbul, İzmir ve Adana'ya bildirdiler ve sabah olmadan hepsinin kapatma kararlarını getirip henüz sofrasından kalkmayan Reisicumhur'a verdiler, ve derin bir nefes aldılar. Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa bu suretle bütün mason localarını kapattı…”
Acaba bu olay doğru mu, yoksa koca bir yalan mı?
Atatürk masonların faaliyetlerinin gerçekten yasaklanmasını emrettiyse, neden bu emri yok sayıldı ve sürekli faaliyette oldular?
Atatürk masonların faaliyetlerinin gerçekten yasaklanmasını emrettiyse, -özel doktoru da dahil- en yakındaki mason olduğu belgeli kişileri neden tasfiye etmedi?
Atatürk masonların faaliyetlerinin gerçekten yasaklanmasını emrettiyse, daha sonra Kemalist çizgideki kişiler tarafından onlarca mason locaları neden açıldı?
Bugün en fanatik Kemalistlerin arasında neden masonların sayısı çoktur?
Atatürk masonların faaliyetlerinin gerçekten yasaklanmasını emrettiyse, Atatürkçüler bugün neden hiç seslerini çıkartmıyorlar?
Atatürkçülüğün yılmaz savunucuları Mason localarından bırakın rahatsız olmayı, bilakis Neden faaliyetlerin içindeler?
Daha bunun gibi bir çok soru… Şimdi aşağıdaki yazıyı okuyun..
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneğinin sitesinde Atatürk’ün masonların faaliyetlerini yasakladığının yalan olduğu ortaya konuyor. 1935 yılında Ülkede oluşan siyasal ve sosyal ortam göz önüne alınarak, Türk Ocakları, Kadınları Himaye Cemiyeti, Muallimler Derneği, İzcilik Teşkilatı gibi kuruluşlar yasayla kapatılıp denetim altına alınmasından dolayı Atatürk’ün Mason olan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya aracılığıyla yasaya gerek olmadan kendi kendilerini tatil etmeleri mesajını iletir. Ve tatil ediyorlar. Yani faaliyetleri tamamen yasaklanmıyor. Atatürk’ün bu konu üzerinde hiç yaptırımın olmadığı belirtiliyor.
TÜRKİYE’DE MASONLUK (Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği)
…1923 de Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, ülkenin yabancıların işgali ve etkilerinden kurtulması sonucu, Masonlukta yeni bir ulusallık anlayışı ve bilinçlenme başlar ve bünyesini Atatürk devrimleri ve ilkelerine öz ve biçim olarak uyarlar. Türkiye Büyük Locasının o zamanki ismi olan ‘Maşrıkı Azamı Osmani’ adı ‘Türkiye Büyük Maşrıkı’ olarak değiştirilir.
Atatürk’ün Cumhuriyetçi kadrosunda görev alanların büyük bölümü Masondur. Bir bakıma yönetim ve devrimlerin gerçekleştirilmesi Masonlara emanet edilmiştir. Fethi Okyar, Rauf Orbay, Refet Bele Paşa, Ali İhsan Sabis Paşa, Meclis Başkanı Kazım Özalp Paşa, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Başbakan Hasan Saka, İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Mehmet Cemil Ubaydın, Dışişleri Bakanları Bekir Sami Kunduh ve Tevfik Rüştü Aras, Sağlık Bakanları Rıza Nur, Adnan Adıvar, Refik Saydam, Behçet Uz, Milli Eğitim Bakanları Reşit Galip, Hasan Ali Yücel, Ekonomi Bakanı Sırrı Bellioğlu, Milletvekilleri Cevat Abbas, Atıf Bey, Edip Servet Tör, Yunus Nadi, Reşit Saffet Atabinen, Memduh Şevket Esendal, Hilmi Uran, Tevfik Fikret Sılay, Ahmet Ağaoğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ve Belediye Başkanı Süleyman Asaf İlbay, İstanbul Valileri Muittin Üstündağ, Lütfü Kırdar, Danıştay Başkanı Mustafa Reşat Mimaroğlu, Jandarma Genel Komutanı Galip Paşa, İstiklal Mahkemesi Başkanı Necip Ali Küçüka, Amiral Mehmet Ali Paşa Atatürk’ün çevresinde ülkeye hizmet etmiş Masonlardır.
Cumhuriyet döneminde Dernekler Kanunu gereği Masonluk kurumları birer dernek statüsüne sokulmuştur. 1927 yılında Türkiye Büyük Locasının resmi statüsünü içeren derneğe ‘Tekamülü Fikri Cemiyeti’ adı verilmiş ve bu ad 1929 yılında ‘Türk Yükseltme Cemiyeti’ şekline değiştirilmiştir.
1935 yılında Türk Yükseltme Cemiyeti adı altında dernek statüsünde çalışan Türkiye Büyük Locası kendi çalışmalarını bizzat kendisi tatil etmiştir.
Ülkede oluşan siyasal ve sosyal ortam göz önüne alınarak, Türk Ocakları, Kadınları Himaye Cemiyeti, Muallimler Derneği, İzcilik Teşkilatı gibi kuruluşlar yasayla kapatılmış ve parti denetimi altına alınmıştır. Atatürk, aynı zamanda Mason olan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile görüşür ve ondan Masonların üst düzey yöneticilerine genel durumu açıklamasını ve yasaya gerek olmadan kendi kendilerini tatil etmeleri mesajını iletmesini ister. Sonunda 10 Ekim 1935 günü Mason yöneticileri tarafından imzalanmış bildirge Anadolu Ajansı tarafından yayınlanır:
“Mes’ul ve maruf imzalar altında Ajansımıza verilmiştir. Türk Mason Cemiyeti memleketimizin sosyal tekamülünü ve günden güne artan muazzam terakkilerini dikkate alarak ve Türkiye Cumhuriyetinde hakim olan demokratik ve cidden laik prensiplerin tatbikatından doğan iyilikleri müşahede ederek faaliyetine, bu hususta hiç bir kanun olmaksızın nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketimizin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halk Evlerine teberruu muvafık görmüştür.”
Ayrıca Şükrü Kaya hükümet adına kamu oyuna yaptığı resmi açıklamada; “Türk Masonları kendi ideallerinin hükümetin esas programına dahil olduğunu görerek, kendi teşkilatlarını kendileri fesh etmişlerdir. Hükümetin bu iş üzerinde hiç bir teşebbüsü ve alakası yoktur” diyerek durumu belirtmiştir.
1946 yılında yeni Cemiyetler Kanununun yürürlüğe girmesiyle, masonlar da yeniden faaliyete geçerler ve 1948 yılında İstanbul Vilayetine verilen dilekçeyle Türk Mason Derneğini kurarlar. Aynı yıl İzmir ve Ankara şubeleri açılır.
KAYNAK:
http://www.mason.org.tr/index.php?option...&Itemid=27 |
|
|
|
|
|
|